Haftalık Köşe Yazısı

  • Sosyal psikoloji alanında yapılan bir deney, ben ile öteki tercihinin sağladığı tatmini ortaya koymuştur. Deney için, beşer kişiden oluşan iki grup insan alınmış. Her iki grubun yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi demografik özellikleri birbirine denktir. Deneye katılan herkese 3 bin dolar verilmiş. Birinci gruptakilere, bu parayı “kendileri için” istedikleri gibi harcayabilecekleri belirtilmiş. İkinci gruptan da bu paraları “başkaları için” harcamaları istenmiş. Bir hafta süre verilmiş. Deneye katılan herkese, kalp atışları ile beyinlerindeki elektrik akımını belirleyen kayıt cihazları dışarıdan görülmeyecek şekilde yerleştirilmiş.
  • Aşk, insanlar için vazgeçilmez ve merkezi bir duygudur. Üstelik sade, sıradan, öylesine bir duygu değildir bu. Yoğun, renkli, derin, bendini aşmış bir duygu yoğunluğundan söz ediyoruz.
  • İnsan ilişkileri ve iletişim için, köy ortamı ve özellikle tabiattan çok güzel örnekler geliyor aklımıza. Mesela, babalarından kalan tarlayı eşit olarak bölüşen iki kardeşin aldıkları ürün aynı olamayabiliyor. Bir tanesi gününün çoğunu tarlada geçirir, tohumunu seçer, uygun gübre için toprak örneğini ilçeye götürür, çok hassas olan sulama zamanını kaçırmaz, bazen geceden kalkıp tarlaya gider, hasat zamanında da aynı duyarlılığı gösterir; aldığı verim de buna uygun olur.
  • Aile şirketlerindeki sıkıntıların temelinde; ailenin değerlerin hâkim olduğu bir sosyal yapı, şirketin ise mantık ve kuralların hâkim olduğu bir sosyal yapı olması yatar. Aile ile şirketin yan yana gelmesi yani ailenin bir şirket kurması, duygularla mantığın yoğun etkileşimini gerektirir. Bir tarafta duyguların, değerlerin ağır bastığı bir yapı, bir güç odağı; diğer tarafta mantık, matematik ve kurallar zincirinin ağır bastığı bir güç odağı vardır.
  • Başlık size neyi çağrıştırıyor bilmiyoruz ama sözünü etmek istediğimiz konu, işe gönlünü koyabilme sanatı. Bilirsiniz her çalışan işini severek, isteyerek, aşkla, heyecanla yapmak ister. Aynı şekilde yöneticiler de çalışanların kendilerini tam olarak işe vermelerini, işi tüm duyuları ile algılamalarını isterler. Her iki taraf da işin gönülden yapılmasından yana olur, hatta bu yolda birçok etkinlikler de yapar. Ancak bunu nadiren becerebildiğimiz de bir gerçektir.