Haftalık Köşe Yazısı

  • Hızlı bir değişim ve gelişimin yaşandığı dünyamızda, insanoğlu sahip olduğu bilgi birikimine her geçen gün yenilerini eklemektedir. Çeşitli unsurların bir araya gelmesinden oluşan işletmelerin, her geçen gün gelişen ve yenilenen bilgilerden etkilenmesi kaçınılmazdır. Belirli amaçlara ulaşma çabası olan işletmeler, bunu gerçekleştirebilmek için çeşitli araçlardan, yöntemlerden yararlanırlar. Böylece belirli bir işleyiş mekanizması yerleşir. Girdiden çıktı aşamasına kadarki süreci kapsayan bu işleyiş; genelde aynı adımları içermekle birlikte, her örgütte kendine özgü farklılıklar göstermektedirler.
  • Nerede bir kavga varsa orda bir iletişim kazası olduğunu söylemek yanlış olmaz. İster evde ister iş yerinde isterse sokakta, birbirleri ile arzulanan düzeyde iletişim kuramayan insanların elinde iki alternatif kalıyor: Ya karşısındaki kişi ile kavga eder ya da kendiyle! Teknik ifadesiyle söylemek gerekirse; iletişim kazası ya aktif saldırgan bir davranışa ya da pasif saldırgan bir davranışa yol açar, ki her iki sonuç da sıkıntı getirir.
  • Hani zamanı geldiğinde içimizi kuşatan güneş gider de yerini karanlığa bırakır... İçinde birçok gizemleri barındıran karanlık! Evet güneşte de tehlikeler yaşarız elbet ama karanlığın belirsizliği bizi ürpertir, hâkimiyetimizi azaltır, davranışlarımızı yavaşlatır, daha bir içimize çeker bizi. Karanlığın ayak sesleri güneşi kovalarken, hüzün ve keder de sevinçleri yok etmeye çalışır âdeta.
  • Kişisel gelişim kavramı, bilgi toplumu ile çok daha önem kazandı. Nitekim hızlı bilgi artışı, bu bilgilere ulaşma ve uyum sağlama ihtiyacını da hızlandırdı. Klasik okul müfredatları bu ihtiyaca cevap vermeyince; yetişkin eğitimi, yaşam boyu eğitim âdeta yeniden güncel hâle geldi. Doğu toplumlarının, inanç eksenli hayat boyu öğrenme anlayışı; Batı toplumlarında teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilimsel bir metot olarak yayıldı.
  • Az bir çaba ile fazlaca bir sonuca ulaşmak isteğimizin çoğu zaman farkında olmayız. Oysaki ulaşmak istediğimiz sonuç, başarı ne kadar büyük ve etkileyici ise o sonuca ulaşmak için göstereceğimiz çaba da en az o kadar büyük ve etkileyici olmalıdır. Günümüz insanının yaşam kavgasındaki önemli bir sınavı da bu noktadadır. Daha az çalışarak daha büyük sonuçlara ulaşmayı bekler olduk. Daha da ilginç olanı, az çabamızla önemli bir sonuca ulaşmadığımızda da sanki hak ettiğimize ulaşamamış gibi psikolojik tepkiler gösteriyoruz. Yaşamda birkaç kareye bakalım ki derdimiz daha iyi anlaşılsın...