Makaleler

Bir İnsan Bir İşletme

Bir grup insanın, belirli bir amacı ya da amaçları gerçekleştirmek üzere bir araya gelerek oluşturdukları sosyal yapı olara tarif edilebilecek işletmeleri, insan organizmasına benzetmek mümkündür

“İnsanın ihtiyaçlarını doğrudan veya dolaylı olarak karşılamak amacı ile işleyen her iktisadi birime “işletme” adı verilir.”Hangi türden olursa olsun işletmelerin kurulmalarının nedeni belirli bir ürün ortaya koymak ya da bir hizmet sunmaktır. İşte piyasanın koşulları göz önünde bulundurularak belirli bir mamulün ya da hizmetin çeşitli araçların yardımıyla gerçekleştirilmesi, işletmenin girişimci tarafından kurulmasının, diğer bir ifade ile işletmenin doğmasının nedeni olmaktadır. İşletmenin ilk çıktıları çevresiyle kuracağı iletişimin başlangıcını oluşturur. Tabi bu ilk ürün ya da hizmet çevre için çok yenidir; kabul görmesi için sürekli ve esnek olmalıdır. Bir süre sonra bu ilk iletişim denemeleri eskisi kadar dikkat çekmez, çünkü çevrenin beklentisi, ya da hizmetin sürekli bir gelişme içinde olmasıdır. Bu durum bebeğin ilk sözcüklerinin çevresi tarafından önceleri ilgiyle karşılanmasına benzetilebilir.İşletme çeşitli ilkeler doğrultusunda ve belirli amaçları gerçekleştirmek üzere kurulmuştur. Yeni doğan çocuğun yavaş yavaş çevresi ile iletişime geçip kendisi dışındaki dünyayı her geçen gün daha çok tanıması gibi işletme de diğer işletmeler ya da insanlarla etkileşmede bulunarak çevresini tanır ve kendisini keşfetmeye başlar. Önceleri pek çok işini başkalarına yaptıran ve önemli ölçüde yardıma muhtaç olan işletme, zamanla gerek kendi içindeki gerekse kendisi dışındaki işleyiş, iş organizasyonu, iş konusuyla ilgili yasa ve yönetmelikler hakkında bilgi sahibi olmaya başlar. Yaşamın ilk 7-8 yılında insan kişiliğinin, yani temel karakteristiklerinin şekillenmesi söz konusudur. Organizasyonun tamamlanması ve çevre ile belirli düzeyde alış-verişler gerçekleştirmesi süreci, işletmelerin de kendilerine has karakteristiklerinin yerleşmesini sağlar. Böylece zamanla kuruluş amaçlarına ve bu amaçlara ulaşmak için belirlenen stratejilere de bağlı olarak işletmenin aynı iş kolundaki kuruluşlardan farkı, kendine haslığı, değerleri ve kültürü, kısaca kişiliğinin yerleşmesi sağlanır.Gelişim süreci aynı çizgide ve aynı hızla devam etmez. Ergenlik dönemine giren bir bireyin vücudunun oranları arasında meydana gelebilen dengesizliğe yol açan hızlı gelişim, aynı şekilde işletmelerde de dengesizliğe yol açabilmektedir. Erginin bedeninde, duygularında ve değer yargılarında meydana gelen hızlı değişmelere ayak uydurmak için çektiği sıkıntılar, eski hacmine sığmayan, politikalarında değişiklik öngören, kısaca büyüme dönemindeki işletmelerin sancılarına ve sıkıntılarına benzerdir.İnsanın gerek bedensel gerekse düşünce düzeyindeki hareketsizliği, hemen her gün aynı şeyleri yapması, kısaca monotonlaşan hayatı, beden ve ruhsal sağlık açısından çeşitli sorunlara yol açabilmektedir. Benzeri şekilde iş ya da hizmet akış organizasyonu monotonlaşan, elemanları her gün aynı şeyleri yapan, bir türlü kendini gözden geçiremeyen, elemanlarının kendilerini geliştirmelerine olanak sağlamayan işletmeler de çeşitli davranışsal sorunlarla karşı karşıya kalabilirler.Spor yapmayan bireyin bedenindeki fazlalıklar gibi, kendini gözden geçirmeyen, yenilikleri izlemeyen ve katı bir örgütsel yapıdan taviz vermeyen işletmelerde de zamanla fonksiyonel olmayan birimler ve atıl kapasiteleri barındıran hantal bir yapı söz konusu olabilmektedir.İnsan bedeninin kendi içindeki işleyişi ile işletme, diğer bir ifade ile örgütsel ortam içindeki işleyiş arasında da ilginç benzerlikler kurulabilir.

İnsan bedenini oluşturan organların her birinin tanımlanmış görevleri vardır ve bu işlerini diğer organlarla işbirliği içinde gerçekleştirirler. Kalp, ciğerler, mide, beyin ve diğerleri, her birinin ana görevi bedenin canlılığını sürdürmesine hizmet etmektedir. Aynı şekilde üretim, muhasebe, pazarlama, yönetim ve diğer birimlerden oluşan işletme için de aynı şey söz konusudur. Bu birimler kendi içlerinde bağımsız çalışıyor olabilirler; ama diğer bir alt birimdeki problemden, rahatsızlıktan mutlaka etkilenirler. Herhangi bir alt birimdeki rahatsızlık, ilk bakışta sadece o birimin problemi gibi görünse de, alt birimlerden oluşan bütünün işleyişini etkiler. Ayrıca bu rahatsızlığın diğer birimlere sıçraması da söz konusudur. Yine bu alt birimlerden hiçbiri diğerlerinden daha az önemli değildir. Bütünün alt birimlerin toplamından ibaret olmadığını da unutmamak gerekir.

İnsan ölümlü bir varlıktır ve günün birinde yaşamı son bulur. İşletmeler de günün birinde yok olabilirler. Ancak iyi bir yönetim ve organizasyon ile işletmenin yıllarca, hatta yüzyıllarca yaşaması söz konusu olabilmektedir. Bunu kanıtlayan pek çok işletme örneği verilebilir.İnsanlar ile işletmeler arasında kurulmaya çalışan benzerlik noktaları daha da çoğaltılabilir. İşletmeler bir grup insanın bir araya gelmesinden oluştuklarına göre bu benzerliklerden her birinin kendi içinde belirli bir yönü ve mantığı bulunduğu söylenebilir. Bu benzerliklerin hemen tamamının ortak noktası ise, gerek insanın gerekse işletmenin yaşamları sürdürmek için belirli düzeyde çaba göstermeleri oluşturmaktadır.

İnsanların kendi bedenlerine ve ruh sağlıklarına göstermeleri gereken öneme paralel olarak işletmelerin de çalışanlarına önem vermesi, sosyal ihtiyaçlarını da gidermesi gereklidir. Yapılan araştırmalar, insanın ekonomik ihtiyaçlarının giderilmesi gerekli olduğunu; ancak sadece bunun yeterli olmadığın ortaya koymuştur. Çalışanların sosyal ihtiyaçlarının giderilmesi de gerek çalışanlar, gerekse işletme açısından büyük önem taşımaktadır. Karmaşık gibi görünse de insanın iş ortamındaki sosyal ihtiyaçları temelde insan psikolojisinin basit bir ilkesine dayanmaktadır.

Hangi düzeyde çalışan olursa olsun insan, yaşamına anlam kazandırmak, diğer insanlara göre bir yerlerde olduğunu kendine ve başkalarına ispatlamak, kısaca önemsemek ihtiyacı hisseder. Bir üretim işletmesindeki temizlik işçisinin işinde iyi olduğunu, çevresi tarafından önemsendiğini bilmeye ihtiyacı vardır. Senenin sonunda başarılı çalışanlar panosunda kendi fotoğrafını görmesi ona tarif edilmesi güç bir mutluluk verir ve işine daha çok bağlanmasını sağlar. Aynı şekilde bir eğitim işletmesi yöneticisinin yılın başarılı eğitim yöneticisi seçilmesi ya da kendi işletmesinde bir plaket alması benzeri bir durumdur.

İnsanın sosyal ve duygusal durumunun tüm yaşamını etkilemesi gibi işletme içindeki sosyal atmosfer, işletme kültürü, çalışanlar arasındaki iletişim de işletmenin yaşamını etkiler.

İnsana yönelik bu önemli gerçekler, hangi türde olursa olsun işletmelerin, çalışanlarının sosyal ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalarını, işletmenin sosyal yönünün bilincinde olmalarını ve daha da önemlisi sosyal yatırımları göz ardı etmemelerini zorunlu hale getirmiştir. İşletmelerde sosyal yatırım; çalışanların birer birey olarak kabul gördükleri bir yönetim anlayışını, her fırsatta motive edilmelerini, önemsenmelerini, eğitim ihtiyaçlarının belirlenip giderilmesinin, kendilerini geliştirme olanağının verilmesini gerektirir.

İşletmenin sosyal yönünün gelişmesi, katı hiyerarşik yönetim yaklaşımı yerine, açık, samimi ve rahat bir iletişim ortamını oluşturulmasını belki de en önemlisi organizasyon bütünü içinde bireylerin kendi çabalarının taşıdığı önemin bilinmesini ve bunun çalışanlara yansıtılmasını gerektirir.

Bazı işletmeler sosyal yatırımları gereksiz giderler gibi görmektedirler. İşletmenin sosyal yatırımlarının yani insana yapılan yatırımın ilk bakışta kazancı yok gibidir. Ama burada çok önemli bir görünmez kazanç söz konusudur. İnsana yapılan yatırımın tüm diğer teknik yatırımlardan beklenen sonucun alınmasını etkileyen en önemli bileşen olduğu da unutulmamalıdır.

Sonuç olarak yöneticiler muhasebe, finans, karlılık, üretim, yatırım, pazarlama vb. konulara ayırdıkları zaman ile tüm bu konuları belirleyen insan faktörüne yeni çalışanlarına ve onların sorunlarını ayırdıkları zamanı karşılaştırmak ve yönetim anlayışlarını yeniden gözden geçirmek durumundadırlar. Ayrıca işletmenin teknik yönü yanında sosyal ve duygusal yönü de bulunan dinamik bir gelişim sürecine sahip olduğu unutulmamalıdır.

 

 

Dr. İlhami Fındıkçı 

(Davranış Bilimleri Uzmanı)

Görüşleriniz
Adınız, Soyadınız?
E-Posta Adresiniz?
İletmek İstediğiniz Mesajınız?
Array
  • Yorum Bulunmuyor!