KİŞİSEL GELİŞİM MODASI
Uzun yıllardır insan, aile, eğitim, iletişim, aile şirketleri ve liderlik kavramlarıyla iç içeyiz. Kişisel gelişim, bu kavramların kesiştiği merkezlerden biridir. Özellikle batılı ülkelerde 40-50 yıl önce yoğunlaşan kişisel gelişim rüzgârı, son 10 yıldır bizim ülkemizde de hızla esiyor. Kişisel gelişime ilişkin televizyon programları, kitaplar ve özellikle kurs, seminer ve konferans gibi eğitimlerin; bireyleri ne kadar geliştirdiği, mutlu ettiği ve başarılı kıldığını sorgulamamız gerekir? Bu konudaki yayınlar ve çalışmalar, bireylerin psikolojileri ile doğrudan ilgilidir.
Bu psikolojilere doğru rehberlik yapılıp yapılmadığı, gerçekten ciddi bir sorudur? Kişisel gelişim alanında çalışan herkese ve emeklerine saygı duyuyoruz. Ancak yaptığımız çalışmaların bırakın faydasını, zararlarına gözlerimizi kapatamayız. Nitekim kimi kişisel gelişim programlarına, kurslarına, seminerlerine katılıp ailelerini terk edenler, işlerini bırakanlar, ortada kalanlar çoğalıyor. Okudukları birkaç makaleden sonra kitap yazanlar çoğalıyor. “Bir gecede 100.000 dolar kazanabilirim!” deyip mevcut ticaret anlayışının dışına çıkanlar var. Daha da vahimi, okuduğu kişisel gelişim kitaplarının etkisine kapılıp “Benim neden olmuyor!” diyen ve ruh sağlığı bozulanlar var. “Bu kadar derse gerek yok. Ben kişisel farkımı fark ettirerek başarılı olacağım!” diyerek okulu boşlayan öğrenciler çoğalıyor. TRT 2’de genç bir hanımefendiyle yapılan bir röportajı izledim.
Lise son sınıftayken bir kişisel gelişim uzmanının kursuna katılmış. Etkilenmiş ve liseyi bırakmış. Kendini bu alana vermiş, sonra kitap yazmış. Ama basılmamış. Birkaç seminer denemesi yapmış ama olmamış. Sonra etkilendiği uzmanı bulup bir süre ona asistanlık yapmış, o da devam etmemiş. Şimdi ise dışarıdan liseyi tamamlamaya çalışıyor. Bu genç bayanın şu sözleri ilgi çekiciydi: “Ben kişisel gelişime, başarıya inanmıyorum. Hiçbir şeye inanmıyorum. Kocaman bir hiç uğruna 3 yılım boşa geçti. Çok yoruldum. Çok üzüldüm.” Bu ve benzeri örnekler istisna olabilir, genellememiz tabii ki doğru değil. Ancak kişileri geliştirmeyi, başarılı kılmayı amaçlayan çabaların tersi sonuçlara yol açmasına karşı da duyarlı olmalıyız. Zira genel olarak eğitim, özel olarak bireylerin psikolojileri çok önemlidir. Hekimliğe benzer hassasiyet ister. “Ne yapalım öyle oldu…” diyemeyiz.
Toplama örneklerle oluşan ve kültürel çatışmalara yol açan kitaplara dikkat etmeliyiz. Bireysel yetenek ve potansiyelleri hiçe sayarak “Haydi aslanım, sen yaparsın!”, “İçindeki devi uyandır!”, “Sen başarı için doğmuşsun!” benzeri sloganlarla; kişileri sahip olduklarının ötesinde bir hayal peşinde koşuşturmamaya dikkat etmeliyiz.
Belki de en önemlisi; kişisel gelişimi, koşullar ne olursa olsun insanları geçmek, para kazanmak, işini yürütmek, üstün ve farklı olmak için gerekirse takla atmak kısır döngüsünden kurtarmalıyız. Yeri gelmişken; çalışmaları ile binlerce hatta milyonlarca insanı kişisel gelişimin dinamizmiyle tanıştıran hocalarımız ve dostlarımızın çok önemli hizmetler yaptığını da belirtmeliyiz. Bu konudaki yetkinlik için sürekli okuyan, yurt dışında ciddi araştırmalar yapan ve eserleri ile gerçekten fark üreten arkadaşların kalıcı olacakları kesindir.
Sonuç olarak, kişisel gelişimimizi ihmal edemeyiz. Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde yaşam boyu öğrenme alışkanlığının içselleşmesi önemlidir. Bireylerin zamanla giriştikleri düşünsel kısırlıktan kurtulmaları mühimdir. Kişisel gelişim, tüm bunlar için çok ciddi bir çıkış yoludur. Kişisel gelişim; içgüdüsel arzuların tatminine değil, insan olma ve insani derinlik yolculuğunda mesafe alma aracı ve süreci olarak değerlendirilmelidir. Aksi hâlde; bireysel maddi hırs odaklı kişisel gelişim rüzgârı, günümüzde yaşanan insani krizi derinleştirebilir. Kişisel gelişimi, kişisel gelişimin ön gördüğü şekilde insani gelişim amaçlı değerlendirmeliyiz.
Aksi hâlde kişisel gelişim; küreselleşen dünyanın insanını daha da bireyselleştiren, yabancılaştıran, toplumdan uzaklaştıran moda bir söylem olarak gelir ve geçer. Daha da önemlisi; adındaki manaya hizmet etmez, katkı sunmaz. Bilakis bazen aşırılıklara ve zaman kaybına da neden olabilir.